Aslında bir yıl sonrasına yazma gibi bir niyetim yoktu ama nedense hep erteledim. Mezuniyet heyecanımı paylaşmak isterken sadece bir ''taslak'' olarak kaldı. İşte şimdi yazma vakti. Bu süre zarfında aslında pekçok şey değişti hayatımda. Mezuniyet sonrası klasik iş bakma telaşım başlamıştı. Ben hep hedefleri olan ve son derece azimli bir insandım ki tüm okul hayatım boyunca bilen bilir. Son sınıfın dolu dolu geçmesi, tatlı mezuniyet telaşı derken hoop hayata merhaba demiştim. Hep azimli duran ben okul sonrası napacağını kestiremeyen bir benliğe dönüştü. O kadar çok şey başarmak ve yapmak istiyordum ki maalesef Heisenberg belirsizlik ilkesine göre aynı anda birden fazla yerde bulunamazdım. Ve yine aynı ilkeye göre enerji ve zaman arasında belirsizlik ilişkisi vardı. Ben de tam bu belirsizlikteydim, enerjim var, her şeye yetişecek zamanım yok :) Biz Türklerin özelliği her konuda bilgi sahibiyizdir ya ben de her konuda bilir kişi olmak isterdim. Bu istek küçüklüğümden beri böyle. Konulara daldan dala atlıyorum ya işte böyle bir kararsızlığa sürüklendim. Önüme çıkan fırsatlar kararsızlığımı daha da kamçıladı. Velhasıl doktora yapmaya karar vermiştim. PhD unvanı alacaktım, hocalarım gibi patentlerim olacaktı. İnanıyordum kendime bunu başarabilirdim. Ama doktora maceram çok kısa sürdü. Neden? Çünkü o hedeflediğim durumlar için epey zorlu yollarım vardı. Dönem 2 tıp öğrencileriyle tıp dersleri alırken hep nedense şunu düşündüm. Bu çocuklar 4 yıl sonra doktor olurken sen de 4 yıl sonra Dr. unvanı alacaksın, peki seni bu mutlu edecek mi? Ben süreç odaklı bir insan değildim. Süreçten çok sonuçla ilgilenen ve sonuçların beni mutlu edeceğini düşünürdüm. Oysa tam tersi imiş. Ben bu doktora sürecinde hiç mutlu değildim. Ve bir karar alarak - hiç kolay bir durum değil- bıraktım. Aklımda mesleğimi icra edebileceğim, hastalarıma hizmet sunabileceğim bir eczane açma hayali vardı. Buna yönelirken de aklımdaki düşüncelerle debelenmem kolay olmadı. Evet, mesleğim için bu fakülteyi okurken gayet mutluydum ama mesleğimizin önüne çıkan zorluklar, bir yıllık yardımcı eczacılık ve kota sınırlaması ben gibi aslında diğer yeni mezun arkadaşlarımı da yordu. Kısacası biz yeni nesil olarak hayata daha yorgun ve daha bunalımlı başlıyoruz. Bu durum ülkemiz için de bence çok üzücü ve ciddiye alınması gereken bir konu. Bunun sorumluları biz olmamalıyız.
Kabullenme safhası ile başladım yardımcı eczacılığa. Yine tereddütlerim yok mu var elbette. Ama artık bu süreci iyi değerlendirmeye başladım. Sonuçtan çok süreçten keyif alır oldum. İşte hayat bana bunu öğretti bu yıl.
Teşekkürler hayat.. - eczane açamazsam görürsün sen hayat-😅
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder