13 Ocak 2020 Pazartesi

Antik Çağın Doğum Kontrol İlacı : Silphium 🌿


Herkese merhaba,

Tıp ve eczacılık tarihinde bilinen bir döngü vardır. Milattan önceki dönemde başlayıp Milattan sonraya kadar uzanan bu döngü aşağıdaki gibidir;

M.Ö. 2000     Al bu otu ye
M.S. 1000      O ot kötü, gel bu duayı oku
M.S. 1250      O dua batıl inanç, al bu iksiri iç
M.S. 1500      O iksirin ne faydası var, al bu hapı yut
M.S. 1750      O hap etkisiz, al bu antibiyotiği iç
M.S. 2000      O antibiyotik kimyasal, al bu otu ye

Şeklinde bitkinin faydasına ve doğal oluşuna aslında çok güveniyoruz. Oysa yanlış bilinen şu ki, bitkilerin zehirli olanının da var olduğu, içinde binlerce tehlikeli etkin madde barındırabileceği ve yahut da çok fazla tüketiminden zehirlenmelerin doğacağını toplum olarak düşünmüyoruz. 

Aslında bundan önceki yazılarımda aktardığım bitkilerin zehirli etkilerinden ve yan etkilerinden bahsetmiştim. Şimdiki bitkimiz esasında Antik çağlarda çok kullanılmış bir bitki olan SİLPHİUM🌿

Bu bitkiyi Tanrının bir hediyesi olarak düşünen Antik Mısırlılar onu baharat olarak kullanırlardı. Silphium'un tohumu içerdiği alkaloid maddelerden dolayı erkeklerde libidoyu arttırarak afrodizyak etkiye yol açardı. Antik dönemin viagrası denebilirdi.

Kadınlarda ise gebe kalmalarını hormonal etkiyi değiştirerek engellerdi. En ilginç tarafı ise bu bitkinin tohumları günümüzde kalp ve aşkın simgesi olan 🖤 şeklinde olmasıydı. Bunu keşfeden Yunanlılar da Libya'da Cyrene isimli şehir kurmuşlar ve bu şehrin en önemli ticaret kaynağından biri Silphium olmuştur. Silphium bitkisi o kadar değer kazanmış ki Cyreneliler paralarına onun resmini basmışlardır. 
Şekil1: Silphium tohumunun paraya basılmış hali

Şekil 2: Silphium bitkisinin paraya basılmış hali



         Silphium bitkisi günümüzde bulunmamaktadır. Sadece 600 yıl dünyada kalabilmiş ve sonraki yıllarda nesli tükenmiştir.














16 Temmuz 2019 Salı

BİR YIL..


Aslında bir yıl sonrasına yazma gibi bir niyetim yoktu ama nedense hep erteledim. Mezuniyet heyecanımı paylaşmak isterken sadece bir ''taslak'' olarak kaldı. İşte şimdi yazma vakti. Bu süre zarfında aslında pekçok şey değişti hayatımda. Mezuniyet sonrası klasik iş bakma telaşım başlamıştı. Ben hep hedefleri olan ve son derece azimli bir insandım ki tüm okul hayatım boyunca bilen bilir. Son sınıfın dolu dolu geçmesi, tatlı mezuniyet telaşı derken hoop hayata merhaba demiştim. Hep azimli duran ben okul sonrası napacağını kestiremeyen bir benliğe dönüştü. O kadar çok şey başarmak ve yapmak istiyordum ki maalesef Heisenberg belirsizlik ilkesine göre aynı anda  birden fazla yerde bulunamazdım. Ve yine aynı ilkeye göre enerji ve zaman arasında belirsizlik ilişkisi vardı. Ben de tam bu belirsizlikteydim, enerjim var, her şeye yetişecek zamanım yok :) Biz Türklerin özelliği her konuda bilgi sahibiyizdir ya ben de her konuda bilir kişi olmak isterdim. Bu istek küçüklüğümden beri böyle. Konulara daldan dala atlıyorum ya işte böyle bir kararsızlığa sürüklendim. Önüme çıkan fırsatlar kararsızlığımı daha da kamçıladı. Velhasıl doktora yapmaya karar vermiştim. PhD unvanı alacaktım, hocalarım gibi patentlerim olacaktı. İnanıyordum kendime bunu başarabilirdim. Ama doktora maceram çok kısa sürdü. Neden? Çünkü o hedeflediğim durumlar için epey zorlu yollarım vardı. Dönem 2 tıp öğrencileriyle tıp dersleri alırken hep nedense şunu düşündüm. Bu çocuklar 4 yıl sonra doktor olurken sen de 4 yıl sonra Dr. unvanı alacaksın, peki seni bu mutlu edecek mi? Ben süreç odaklı bir insan değildim. Süreçten çok sonuçla ilgilenen ve sonuçların beni mutlu edeceğini düşünürdüm. Oysa tam tersi imiş. Ben bu doktora sürecinde hiç mutlu değildim. Ve bir karar alarak - hiç kolay bir durum değil- bıraktım. Aklımda mesleğimi icra edebileceğim, hastalarıma hizmet sunabileceğim bir eczane açma hayali vardı. Buna yönelirken de aklımdaki düşüncelerle debelenmem kolay olmadı. Evet, mesleğim için bu fakülteyi okurken gayet mutluydum ama mesleğimizin önüne çıkan zorluklar, bir yıllık yardımcı eczacılık ve kota sınırlaması ben gibi aslında diğer yeni mezun arkadaşlarımı da yordu. Kısacası biz yeni nesil olarak hayata daha yorgun ve daha bunalımlı başlıyoruz. Bu durum ülkemiz için de bence çok üzücü ve ciddiye alınması gereken bir konu. Bunun sorumluları biz olmamalıyız.
 Kabullenme safhası ile başladım yardımcı eczacılığa. Yine tereddütlerim yok mu var elbette. Ama artık bu süreci iyi değerlendirmeye başladım. Sonuçtan çok süreçten keyif alır oldum. İşte hayat bana bunu öğretti bu yıl.
 Teşekkürler hayat.. - eczane açamazsam görürsün sen hayat-😅




2 Ekim 2018 Salı

Dünya Kalp Günü


24 Eylül 2000 tarihi itibariyle her sene 24 Eylül'de kalp sağlığının önemine dikkat çekmek üzere etkinlikler düzenlenmektedir. Eczacı olarak size kalp sağlığını korumak adına neler yapmamız gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre hastalık kaynaklı ölüm sebeplerinin en başında iskemik kalp hastalığı ve inme (felç) gelmektedir.

Her yıl dünyadaki 17,9 milyon insan kalp damar hastalıklarından ölmektedir. Bu ölüm toplam ölüm oranının % 31 ini oluşturmaktadır. Tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, sedante yaşam kalp damar hastalıklarına sebep olmaktadır.
Kalp sağlığımız için yapmamız gerekenler;

1. Hareket 🏃
Teknolojinin gelişimi ile hareketli yaşamımız neredeyse kısıtlandı. Hareketsiz yaşam sebebiyle kilo problemleri, obezite artmakta. Kalp damar sağlığı için hareket etmek şart. Ağır egzersizlere gerek duymadan 30 dakikalık günlük yürüyüşlerle ya da evinizde minik hareket egzersizleri ile kalbinizi güçlendirebilirsiniz.

2. Beslenme Alışkanlığı 🍲
Bir bardak çaya kaç şeker atıyorsunuz? Aslında şeker tüketim alışkanlığını kırmak için şekerli içeceklerden uzak durarak başlayabilirsiniz. Tuz,herkesin bildiği üzere hipertansiyon hastalarının uzak durması gereken ve kan basıncını arttıran bir gıda. Önceliğiniz sofra tuzunu kısmak olabilir ama bunun yanında gizli tuz dediğimiz turşu, ekmek ve peynir gibi tuz oranı yüksek olan gıdalardan kaçınmak kalp sağlığımız için yadsınamayacak bir durum olacaktır. Aterosklerotik kalp hastalıklarını önlemek için de doymuş ve trans yağ içermeyen besinler özellikle sebze,tahıl ağırlıklı beslenmek gerekecektir.

3. Tütün 🚭
Sigarayı bırakmak ve sigara dumanına maruz kalmaktan korunmak kalp hastalığını ve inme riskini azaltacaktır. Hatta dünyada tütün kullanımı ile ilgili '' No Tobacco Day '' düzenlenmektedir.


Kaynak: www.tkd.org.tr
              www.worldheartday.org






26 Ağustos 2018 Pazar

3-Boyutlu Yazıcılar ve Geleceği

Herkese merhaba, 
Bugünkü yazımda bitirme ödevi konum olan ve gelecek vaad eden bir teknoloji : 3-boyutlu yazıcı teknolojileri'nden bahsedeceğim.
Şimdi burada uzun uzadıya teorik bilgiye çok girmeden bir derleme yapacağım. 
3-Boyutlu Yazıcı Nedir?
Herkesin aşina olduğu bir 2-boyutlu yazıcı var. Bilgisayardan bir belgeyi dökmek istediğimizde yazıcımızdan kolaylıkla çıktılarız. Peki bu 3-boyutlu da neyin nesi? 3-boyutlu objeyi -örneğin oyuncak üretminden pasta yapımına, pasta yapımından uçak- otomotiv parça üretimine ve hatta ilaç üretiminden doku- organ üretimine değin pek çok alanda- yazdırabilen bir sistem.
Sağlık alanındaki rolü ise özellikle kanser tedavileri için yapılan ilaç araştırmalarının uzun ve zorlu sürecini kısaltmakta, ilaç araştırmalarında kullanılan hayvan deneylerini azaltmakta ve 3-boyutlu hücre kültürleri bu yazıcılarla üretilerek ilacın insan vücudundaki etkinliğini ve fizyolojik yanıtını daha fazla öngörülebilir kılmaktadır.
Ayrıca hastaya özgü ilaç geliştirmek için hasta biyopsisi alınarak hücreler kültür edilip uygun bir polimer ile doku modeli yazdırıldığında, en etkili ilaç ve dozu bulmada yardımcı olmaktadır. 
Sağlık alanındaki en büyük zorluklardan biri de organ nakli için bekleyen binlerce insanın olmasıdır. Bu yazıcı sayesinde organ üretimi geliştirilerek organ nakli bekleyen hastalara umut olacaktır. 
Bu konu ile ilgili bir gelişmeyi de paylaşmak isterim. ABD'nin Northwestern Üniversitesi'nde bilim insanları kısır olan bir fareyi ele alarak o fare için bir yumurtalığı 3-boyutlu yazıcıda ürettiler. Üretilen bu biyoprotez olarak adlandırılan fare yumurtalığı (ovaryumu)  fareye nakledildiğinde farenin doğurganlık özelliğinin olduğu ve hatta yavru fareler doğurduğu kanıtlandı. 
Merak edenler için:
https://www.youtube.com/watch?v=SEyPTTCJZWA 

Bunların yanında ilaç üretiminde de baskı makinelerinin yerine geçecek gibi durmakta. İngiltere'de biyoteknoloji şirketi olan FabRX, 3-boyutlu yazıcılar ile tablet ve kapsül basmaktadır. İlaç firmalarına yön verecek bir teknoloji bizleri beklemekte.  
Hatta bu sayede hastaneler ve eczaneler kendi 3-boyutlu biyoyazıcıları ile hastaya spesifik dozda ilacı 5-10 yıl içinde basacaklardır. Kim bilir :)
Merak edenler için: 
https://www.youtube.com/watch?v=FGpbiJxkkak


14 Mart 2018 Çarşamba

Digitalis purpurea ve Van Gogh

Hafta ortasının yoğun temposu arasından herkese merhaba,

Digoksin, latince adı ''Digitalis purpurea'' olan yüksük otu olarak Türkiye'de bilinen bitkinin mor yapraklarından elde edilmiştir. 1785 yılında İngiltere'de William Withering (botanikçi ve hekim)  tarafından keşfedilmiş olup bu tarihten itibaren kalp hastalıklarında kullanılmaya başlanmıştır.Şimdilerde digoxin-sandoz adıyla bilinen kalp ilacı olarak eczanelerde yerini almaktadır.

Digitalis purpurea bitkisi
                                                          
Digoksin, kalp yetmezliğinde kullanılan bir ilaçtır. Kalbin kasılma gücünün azalması gibi türlü sebeplerden yeterince vücuda kan pompalanamadığı zaman kalp yetmezliği gelişir. Böylece kalbin iş yükü artar. Bu nedenle yüksük otu kalp kasının kasılma gücünü artırır. Yüksük otundan elde edilen digoksinin zehirlenme dozu ile tedavi dozu birbirine çok yakındır ki zehirlenme ihtimali yüksektir.
Peki, digoksin zehirlenme belirtileri nelerdir?
Bulantı,kusma,diyare ,kardiyak aritmiler ve görme bozuklukları (xanthopsia)

1785 yılı öncesi digitalis türleri epilepsi ve öksürük için kullanılıyordu. Ünlü ressam Vincent Van Gogh epilepsi nöbetleri ve bazı psikiyatrik sorunlar yaşamaktaydı. Hollandalı ressamın doktoru Gachet tarafından digitalis purpurea verilerek  epilepsi nöbetlerinin önleneceği düşünülmüştü.

Digitalis zehirlenme belirtilerinden biri olan xanthopsia olarak bilinen ksantopsi, görme pigmentlerini etkileyen bir durumdur. Özellikle cisimleri sarı tonlarda görme ile sonuçlanır. Van Gogh'un resmettiği resimlerde ağırlıklı sarı tonlarının görülme sebebi belki de digitalis purpurea zehirlenmesidir kim bilir...
Van Gogh un eserlerinden biri- Sunflowers-











There is no blue without yellow and without orange.
                                                              Vincent Van Gogh

10 Mart 2018 Cumartesi

Spring Time




Jacop Lee'nin Secrets şarkısıyla güneşin perdeden sızışı... İşte bahar..
Bahar insandaki bir mahmurluk, bir mayışıklık hali ve yeniden yeşillenme hali. İnsanı hayata bağlayan ve umutların olduğunu belirten bu aylarda papatyalar bayırlarda,arılar çiçeklerde..
Yeniden ve yeniden hayata aşık olma hali...
Hani öğlen uykusundan uyanıp kendinizi sersem gibi hissedersiniz ya işte öyledir bahar.

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar..
Candan Erçetin'in söylediği gibi.

Ben kaynaklı mı bu ruh hali yoksa bahardan mı bilinmez ama en güzel mahmurluk halidir bahar. Havası seni sarhoş eder.Yeşiller daha yeşil gözükür gözünde..Aşk daha tutkulu.

Bademlerin çiçeklenmesi ile cılızlığı kaybolan bir ağaç gibi hisler yeniden doğar. 

Spring Waltz eşliğinde rüzgarda salınan perdeler...  Ilık bir esinti ile karşılar akşamı.. Gün daha geç kararır daha erken ağarır. Tıpkı sevgiliye kavuşmak için bekleyen sabırsız aşıklar gibi gün güne bağlanır.


we can go back to start feelings when the spring is coming up..






        




23 Şubat 2018 Cuma

İlk Dijital İlaç

 

Herkese şeker tadında hafta sonları dilerken, dünyamızın dijital teknoloji çağına ayak uyduracak, ilaç endüstrisi alanında yepyeni bir dönemi  başlatacak olan ''dijital veya akıllı ilaç''  ile tanıştırmak isterim. Japon firması tarafından üretilen Abilify Mycite adında sensörlü nur topu gibi bir dijital ilacımız oldu. FDA tarafından onaylanan ilk dijital ilacımız, bipolar,manik depresif,despresif bozukluklar,şizofreni gibi pek çok psikiyatri hastalıkları için büyük önem taşıyor. 
 İlaç ile birlikte cilde yapıştırılan bir flaster ve ilacın kullanımına ilişkin raporları sunan uygulama sayesinde bu sistem işlemektedir.  Yutulan ve sindirilebilen bu ilaç vücuda alındığı andan itibaren, sensör sayesinde karın veya kol bölgesine yapıştırılmış flastere mesaj göndermekte ve bu mesajı flaster ,telefonda bulunan uygulamaya aktarmaktadır. Bu bilgi akışı sayesinde hastanın ilacı alıp almadığı , ruh halinin nasıl olduğu, ilacın etkinliğindeki değişim gibi pek çok durum raporlanarak hasta yakınına veya doktora iletilmektedir.

Psikiyatri hastalarının en büyük sorunlarına çözüm olacağı aşikardır. Çoğu psikiyatri hastalarında intihar etmeye meyil, içe kapanıklık, az uyuma gibi sorunların yanında kullandıkları antidepresif ilaçlarla intihar girişimi şeklinde zehirlenmeler sık görülmektedir.
Bazı hastalarda aşırı keyif hali, çok konuşma belirtileri gözlenmektedir. Bu dijital ilaç sayesinde hastaların modlarındaki değişimler rahatlıkla izlenebilecektir.

Antidepresif ilaçların kullanımındaki zorluklara da yanıt olacak bu uygulama, ilacın etkinliğini göstermesi için gerekli olan süre zarfında devamlı alımını sağlayarak hastanın ilaca olan uyuncuna yardımcı olacak ve dozun hastaya göre bireyselleştirilmesine katkı sağlayacaktır.
 



 





Antik Çağın Doğum Kontrol İlacı : Silphium 🌿

Herkese merhaba, Tıp ve eczacılık tarihinde bilinen bir döngü vardır. Milattan önceki dönemde başlayıp Milattan sonraya kadar uzanan bu d...