Digoksin, latince adı ''Digitalis purpurea'' olan yüksük otu olarak Türkiye'de bilinen bitkinin mor yapraklarından elde edilmiştir. 1785 yılında İngiltere'de William Withering (botanikçi ve hekim) tarafından keşfedilmiş olup bu tarihten itibaren kalp hastalıklarında kullanılmaya başlanmıştır.Şimdilerde digoxin-sandoz adıyla bilinen kalp ilacı olarak eczanelerde yerini almaktadır.
Digitalis purpurea bitkisi |
Digoksin, kalp yetmezliğinde kullanılan bir ilaçtır. Kalbin kasılma gücünün azalması gibi türlü sebeplerden yeterince vücuda kan pompalanamadığı zaman kalp yetmezliği gelişir. Böylece kalbin iş yükü artar. Bu nedenle yüksük otu kalp kasının kasılma gücünü artırır. Yüksük otundan elde edilen digoksinin zehirlenme dozu ile tedavi dozu birbirine çok yakındır ki zehirlenme ihtimali yüksektir.
Peki, digoksin zehirlenme belirtileri nelerdir?
Bulantı,kusma,diyare ,kardiyak aritmiler ve görme bozuklukları (xanthopsia)
1785 yılı öncesi digitalis türleri epilepsi ve öksürük için kullanılıyordu. Ünlü ressam Vincent Van Gogh epilepsi nöbetleri ve bazı psikiyatrik sorunlar yaşamaktaydı. Hollandalı ressamın doktoru Gachet tarafından digitalis purpurea verilerek epilepsi nöbetlerinin önleneceği düşünülmüştü.
Digitalis zehirlenme belirtilerinden biri olan xanthopsia olarak bilinen ksantopsi, görme pigmentlerini etkileyen bir durumdur. Özellikle cisimleri sarı tonlarda görme ile sonuçlanır. Van Gogh'un resmettiği resimlerde ağırlıklı sarı tonlarının görülme sebebi belki de digitalis purpurea zehirlenmesidir kim bilir...
Van Gogh un eserlerinden biri- Sunflowers- |
There is no blue without yellow and without orange.Vincent Van Gogh